27.09.2012

BORRRRRRRRRR!!!!!!

''Pizzanız kaç dilim olsun? Sekiz...''

Pizzacılrda işi sadece pizzayı parçalara ayırmakla görevle birisi vardır. İşte bizim dükyanda da öyle bir adam var. ''AGA'' doğulu fln değil bartınlı. Çok seri konuşuyor.

-Abi sen işe motorla gidip geliyorsun di mi?
-Evet, güzel di mi? (Bu cümlenin ''kafan sikilmeye hazır mı?'' uyarısı olduğunu keşke daha önce farketseydim)
-Aynen abi sağlam motor ya... Abi sen neden... (yarım kaldı)
-Güzel tabii ya. Şimdi bana diyeceksin ''abi sen neden motorculuk yapmıyorsun da mutfaktasın, madem motur kullanmayı da seviyorsun?'' Kardeşim ben motor kullanmanın hastası ve motor kullanmayı özel zevk haline getirmiş bir adamım. Ben o motoru aldığımda o parayla evleniliyordu. Ben o motoru almak için nişan attım lan. Babam dedi ''oğlum sen manyak mısın? karı alacağını motor mu alınır?'', 'dedim baba ben motoro binmeyi daha çok seviyorum. ( mutfaktaki herkes sırıtır, bu arada baya bir pizzayı anlatmanın verdiği gazla parçalara ayırdı) lan moturu aldığım ilk günü hatırlıyorum. eve bir gidişim var... OFFFFF... Çektim kapının önüne makinayı, gaz veriyorum.... BORRRRRR, BORRRRRRR, BORRRRRRRRR.... bizim bilader çıkmış kapının önüne, komşular demiş ''Noluyo aq deprem mi oluyo, sallandık mı aq'' Öyle bir motor. Benim özel zevkim aga bu...
-Anladı....(yine yarım kaldı)
-Diyceğim bu benim özel zevkimse kardeşim, ben bunu iş olarak yapmam. Niye yapayım ya, insan sevdiği işin yapmalı derler ama hikaye o. Ben işten çıkıyorum abi, kaskımı takıyorum ağzımda da sigara. Güngörene kadar basıyorum. BORRRRRRRR, BORRRRRRR.... Yanımda Mercedes mi geçiyor, Bmw mi? Sikimde değil ... Bi basıyorum BORRRRRR diye, yarrak gibi bakıyolar. içinde kim bilir hangi orospu çocugu var. İşte ben bu zevki her gün yarım saat tadıyorum, niye 12 saate yayıp içine edeyim anladın mı?
-evet abi, ben aşağı ınıyorum abi yemeğe, pizzam çıktı.
-dur lan ben de geliyorum, beraber yeriz. bak sana ne anlatıcam şimdi, motorla memlekete gittim bir defa....

GODOMANDANTE yazdı.

23.09.2012

Alemi Derinden Sarsacağız-2 (Kaldığı yerden)


             Bizim Abdurrahim’i kafasından vurdular, beyni etrafa savruldu. Bu arada adı Abdurrahim’di bizimkinin. Belli ki söylememiş. Söylemez de zaten. Biz ona şişman deriz. Süper kahraman hesabı. Şişman piç. İki yüz kilo var herhalde. Bizim burada da torbacılık yapıyor. Öyle bakmayın arada sırada dediğine. Tekmil müptezel amcık. O yüzden kahraman. Sivil hayatta uçmuyor ama kafa güzelken gör, piii! Onu siktim, buna kaydım… F-16 pilotu mübarek. Kesin şu sevdiğimi el aldı geyiğini de yapmıştır. Yaptı değil mi? Piiiiç! Hikaye amına koyayım. Bir gün bunun kafa yine taşşak. Hatunun biri geçiyor sokaktan. Şöyle bir dönüp bakmış. Bizim Şişman da tutturdu “Aga bundan sonra bu benimki” diye. Öğrendik kız nişanlı. Dedik “yapma, etme.” Bir ay sonra düğün. Kız evlendi. Dedi, kaçıracağım. Kızın da haberi bile yok bizimkinden. Neymiş? Bir kere bakmışmış. Yalancı pezevenk. Ama şimdi doğruya doğru, delikanlıdır. Ona laf yok. Şimdi anlatamayacağım, çok güzelliği olmuştur bana.
                Kapıdan tam çıktık, önde şişman, arkada ben. Diğerleri arkamızdan geliyor. İki tane polis arabası durmuş kapının karşısında. “Elleri kaldır! Ellerini kaldır!” diye bağırıyor. Şişman dondu kaldı. Kıpırdamadan duruyor öyle, ağzı açık. Bu dünyanın bir kuralı vardır, durup bekleyeni affetmezler. İki saniye sonra dünyadan bir yağ tulumu daha eksilmişti. Beynini uçurdular. Önüme düştü. Tabii bizimki harbiden şişman olduğundan, önde siper gibi duruyordu. Yere düşünce ben de eğildim. Sipere yattım anlayacağın. Nasıl o anda akıl ettim anlamadım, bizim ölü lavuğun silahını alıp, gerisin geriye topuk. Hep beraber koşturuyoruz. “Nereye!” Arkada malların giriş-çıkış yaptığı bir kapı daha varmış, oraya! Şimdi bu polislerin de işi gücü yok ya, doluşurlar buraya. Yok yere ekşın. Kapıdan çıktık.
                Hemen orada ikiye bölündük. Ben, Ali’yle fırladım. Bir baktım, polisler köşeyi tutmuş. Hemen solda otoparkın oraya hamle ettik, burayı da tutmuşlar. Sikeyim böyle işi. Yemin ediyorum işi gücü yok bu polislerin. Ulan dışarıda bir sürü, hırsız, uğursuz var. Onların peşine düşsenize amına koyayım. Sanki biz teröristiz!
                Çıkış yolu yok. Çatışacağız. Çektik silahları. Başladık döktürmeye. Özel tim, mözel tim… herkes burada lan. Hahhahah! Film gibi resmen. İyi de nişan alıyorlar ha. Biz de öyle işte havaya, toprağa… Bir döndüm Ali arkama pusmuş, titriyor. “Lan oğlum sıksana sen de. Sikecekler bak belamızı.” Cevap yok. Gerçi onunda suçu yok, kafamızı çıkaramıyoruz. Otomatik makinalılarla, taşı deliyorlar. Bir ara bir kurşun yağdı üzerimize, dedim, rahmet yağıyor. Nasıl toz, toprak kalktı! Bir daha döndüm, Ali yatıyor. Kan revan. Altını da ıslatmış. Kaldık mı bir başımıza. Yarım akıllıyı yanına alırsan böyle olur. Öyle ölünür mü lan hemen? İki kurşun sıksaydın. Bak bana!
                Artık gözüm bir şey görmüyor. Duvara dayandım. Tek elim dışarıda, sıkıyorum. Nereye giderse… Şarjör bitiyor, değiştiriyorum, sonra yine sıkıyorum. Hay anasını sikeyim! Ulan Şişman! Niye öldün lan!
                Deli sikmiş gibi mermi yağdırıyorum…
                Amına kodumun Şişman’ı! Ölürken en son “koyayım” mı, “amına mı koyayım” öyle bir şey dedi. Hala koyuyordu demek piç!
                Resmen kurşun sikiyorum. Dan! Dan! Dan! …
                Deli meli seviyordum. Gözümün önünde öldün lan!
                Şarjör değiştirirken bir baktım elimdekine, Şişman’ın silahı! Daha iştahla sıkıyordum.
                O ne lan? Ne oluyor bana! Bir dakika! Niye ağlıyorum lan!
                Bir yandan sarsıla sarsıla ağlayıp, bir yandan da her küfre bir mermi! Her küfre bir mermi! Amına koyayım!
*             *             *
                Gözlerimi bir açtım, beni bir odaya almışlar. Sandalyeye oturtup, ellerimi de arkadan bağlamışlar. Takım elbiseli –ama kravatsız- üç beş herif dolanıyor. Kim lan bu herifler? Sikmeseler bari!
                “Aha ayıldı, ayıldı lan!” diye birbirlerini dürtüp beni gösteriyorlar. Ayaktakilerden biri geldi yanıma. Eğilip, çenemden kafamı kaldırdı. Evet, gözlerimin içine bakarak tam olarak  şöyle dedi, galiba, “Uyandınız mı haşmetlim?” Hemen ardından suratıma bir koydu! Anam, o ne yumruk! Ben hayatımda böylesini yemedim. Sandalyeyle uçtuğum gibi tekrar bayılmışım.
                                                               *             *             *
                “Konuş lan! Kimsiniz siz?”
                “Vallahi kimse değiliz abi!”
                “Lan oğlum dayağa doymadın mı? Söylesene adınız ne, kimsiniz?”
                Ulan saatlerdir, yediğim dayağın haddi hesabı yok. Bir de tutturmuşlar “kimsiniz?” diye. Adımı söyledim bir daha dövdü. “Benim adım Laz, abi” dedim, “Kod adın Laz mı?” dedi. Kod adı ne lan? “Mahallede arkadaşlar öyle diyor abi” Çat! Bir tokat. “Abini siktirtme bana!” Pat! Bir yumruk. “Örgütün adı ne lan!” Bir sol kroşe! Dişlerim ağzımda. Bir aparküt! Dişler boğazda!
                “Cepheli misiniz? Partili misiniz? Köylücü müsünüz? Allahsız mısınız? Kimsiniz ulan!”
                Ne bağırıyorsun lan kulağımın dibinde? Kimseyiz biz! Çirkiniz! Yoksuluz! Yoksunuz! Modadan anlamayız! Kahve içmiyoruz! Şarap çeşitlerini bilmiyoruz! Tırnaklarımız pis! Gövdemiz terli!… Dünyanın, en sikik mahallelerinde yaşayan, rantın kurbanı, raconun elinde… Memleketin en rezil işlerinin reva görüldüğü, üstüne bir teşekkür bile alamayanlarız abi. Sen onca pis işi yap, insanlar seni görmezden gelsin. Görünce tiksinsin. Biz yokuz abi. Biz hiç kimseyiz. Sonra, niye bu kadar sert vuruyorsun abi. Başım ağrıyor. Babamdan bile bu kadar dayak yemedim lan ben! Hay amına koyayım. Yine ağlamaya başladım lan. İyice topoş oldum… Kimse sormadı bugüne kadar “Aga sen kimsin hele” diye. Şimdi gidip, beş-on zengin piçini vurduk diye polis dikkate alıyor bizi. Demek beş-on daha götürsek… Yok lan en iyisi, şu kodomanların gökdelenlerinden birini havaya uçur, iyice reklam yap! Aloo, yaşıyoruz biz! Buradayız amına koyayım! Aynı şehirde! Vay anasını, resmen dayak yedikçe kafam açıldı ha! Bir iki tane daha vur abi! Yalnız şu ağlama meselesini çözmek lazım. Bir ağla, bir bayıl, bir ağla, bir bayıl! İyice yalama olduk! Ne lan bu!
                “Lan yavşak! Ne bakıyon suratıma mal mal! Napacan lan? Hı? Hı?”
                Saçımın diplerinden tutup çekiyor piç. “Aaaah! Laaan! Dur! Tamam!” Durdu. Suratıma baktı. “Tamam söyleyecem, yeter ki dur! Ben hayatımda böyle dayak yemedim!”, “Lan kes de zırlamayı söyle! Ne örgütün adı, kimsiniz siz?”, “Abi biz…bizim…örgüt”, “Lan!”, “Alemi derinden sarsacağız!”, “O ne lan!”, “Örgütün adı abi. Alemi Derinden Sarsacağız!”, “Güzel!”
Bu kadar mı lan? Bu muymuş? Sonunda bitti lan. Dayak yok ha! Bir daha böyle bir işe kalkanı siksinler. “Güzel! Demek sarsacaksınız? Şimdi söyle bakayım, örgütün başı kim, diğer eylemleriniz neler?”, “Ne!”, “Alemi derinden sarsacağız… Anlat bakalım örgütü.”
Hassiktiiiir!
                                                               *             *             *
4-5 gün oldu,  beni hala kodeste tutuyorlar. Ne gazete, ne televizyon, ne cigara… Bir başıma bekliyorum öyle. Sonra birileri geldi, bir zaman sonra. Kapıyı açtılar. Bir de baktım, Civan. Gözlerim yaşardı. Bunu da pis dövmüşler. Ağzı, burnu yamulmuş. Hoşbeş, sarılmalar falan. Sonra anlatmaya başladı. Herkes memlekette bizi konuşuyormuş, ADS terör örgütü diye. Tevfik’le Horoz’u vurmuşlar. Kerim’le Tevfik’den de haber yokmuş. Onları da öldürmüşlerdir diyor. İşte tam o anda beynimden gıcırtılar geldi. “Ne yaptık?” ilk o an anladım. O da fark etti yüzümden. Birbirimize baktık. O gün hiç konuşmadık. Ertesi gün de. Sonraki gün, saat kaç bilmiyorum. -Nerden bilecem, ne güneş var, ne ay!- Civan konuştu: “Alemi Derinden Sarsacağız ne amına koyayım!”, ”Ne bileyim lan aklıma ilk o geldi.”, “Aklına sıçayım. O ne lan öyle!” Tam “keşke söylemeseydim, pişmanım, çok pis dövdüler” diye ağlanacakken: “Ben olsam “Kovboylar” falan derdim. “Nasıl”,  “Çekilin yoldan, vahşi batıdan geliyorlar, ananızı sikecekler”, hesabı.” Göz kırptı, gülmeye başladı. Nasıl kahkaha atıyor anlatamam. Sonra ben de tutamadım koyverdim.
 Kaç saat kahkaha attık bilmiyorum. En son yapacağımız şeyi en son yaptık. Çok güzel güldük, üstüne de bir sigara. Civan: “Sence artık bitti mi?”, “Yok daha değil.”, “Nasıl?”, “Çünkü, herkes daha cezasını bulmadı. Yine, düzülmekten beli bükülmüş güneşe hasretler dellenir. Ortalığın anasını sikerler.”, “Çıkınca mafya kuralım.”, “Kuralım anasını satayım!”