Odasının camında kar tanelerine bakarken romantizm yerine garip bir cesaret duygusu hisseden genç, bakkaldan 10 liralık şarabı ve uzun samsun'u kaptığı gibi samatya sahiline doğru yola koyuldu. Mevlanakapı çıkışına yakın dar sokaklara serpiştirilmiş kahvehanelerin yanından geçerken sandalyeleri kaldıran kahvecinin ''manyak mı bu adam, gecenin saatinde elinde şişe nereye gidiyor?'' der gibi kendine baktığını farketti. kafasını çevirdi. ne acayip... Fatih'in istanbul'a girdiği yerden dışarı çıkıyordu. ''Fatih ; Mimar Sinan'a kim bilir yanından geçtiği bu camiyi ne hayallerle yaptırtmıştır?''diye düşündü sınırlı tarih bilgisiyle. Şimdi ise yanında izbelikler, yıkılmaya yüz tutmuş evler, semtin it kopuğunun çıkmadığı kahvehaneler, şarapçıların mesken tuttuğu kuytuluklar ve alakasız bir amatör küme sahası... rezil bir mahalle! Neyse ,şimdi kapıdan geçti işte. Sahile doğru adımlarını hızlandırdı. Denizin tam karşısındaki Surların yanıbaşına geldiğinde Kar'ın ayyaşları bile kuytu köşelere kaçmak zorunda bıraktığını gördü.
Bir bankın üstüne şişeyi koydu. Sigara peketini açtı, bir sigara ağzına götürdü,ateşledi. Bir nefes çekti içine hızla, sonra cebindeki çakıyla şişe'nin tıpasını içeri itti. Bir yudum da ondan aldı. Sonra bir nefes daha çekti. Birden aklına şarap eksperi arkadaşı geldi. Şimdi burda olsa şarap bu havada içilir mi içilmez mi muhabbeti yapardı diye düşündü. ''ama yalnızım... vay anasını adam sikerler burda kimsenin haberi olmaz.'' dedi içinden...
Tam o sırada karşıdan çok yavaşça gelen bir ihtiyar gördü. O kadar yavaş yürüyordu ki uzaktan duruyor gibi gözüküyordu. Birden içi ürperdi. Adam yanına doğru yaklaştıkça '' acaba ne saçmalıyacak bu ayyaş, ve ben nasıl başımdan savuşturacagım '' sorusu tekrar tekrar beyninde dönmeye başladı. Ayyaş muhabbetini sevmezdi. Adam yanına geldi, çok acayip bir şey görmüş gibi suratına baktı. O da ona cevaben ''git yanımdan,defol'' der gibi gözünü adama iliştirmeden denize dimdik baktı. İhtiyar ayyaş '' napıyon delikanlı ?'' dedi heceleye heceleye. hiç bozmadan asabiyetini ''şarap içiyorum gördüğün gibi..'' dedi. Sonra ''gördüğün gibi'' kısmının yeterince sert olmadığından yakındı. İhtiyar ayyaş sesini yükselterek '' ne dedin?'' dedi.
-şarap içiyorum kör müsün!?
-hee.. bir sigaran var mı?
-var... al sana 2 sigara..
-sagol.
-tamam önemli değil.
-şarabı paylaşalım mı?ben hep burdayım.
-ya hadi ilerle dayı...bokunu çıkarma artık
- ...
İhtiyar ayyaş ilerledi.
ihtiyar ayyaş yavaş yavaş yürürken arkasından baka durdu. Ayyaş tam olarak gözden kaybolmadan bu ıssızlıkta ona rahat yoktu. Tam bunu düşünürken adam yavaşça ona doğru yüzünü döndü.
-10 lira borç verir misin? ben her gece burdayım deliğanlı..
-yok dayı yok!
-ne dedin??
-yok dedim dayı para mara!
-hee?
- ya dayi siktirgit artık,a.. na koycam artık haa...
En sonunda korktuğu başına gelmişti. Ayyaş onu zıvanadan çıkarmayı başarmıştı. ''sen bana nasıl küfredersin?'' diye sitem ederek gencin üstüne biraz daha hızlı adımlarla yürümeye başladı. '' sen bana nasıl küfredersin leayynn'' dedi. Şimdi acaba napsam diye düşünüyordu. Arkamı dönüp yürüsem mi? Nasıl olsa bana yetişemez... yoksa kimse görmez bu havada deyip çenesine bir tane yapıştırsam mı? En iyisi ne yapacagını beklemek ayyaşın... Bekledi, bekledi ve ayyaş yanına kadar geldi.
-sana yakışıyor mu delikanlı senden yaşça büyük bir insana küfür dolu hakaretler etmek?
-ya dayı hadi git bak şurda bütün keyfimi kaçırdın zaten.
-bak ben senelerdir her gece burdayım. burda beni herkes tanır. ben eskiden bu surların içinde kumar oynatırdım. çok param vardı,hepsini kumarda kaybettim.
-...
-karım beni boşadı, ayda 5 bın lıra nafaka ödüyorum. bu bana reva mı? diye saçmalamaya devam etti ihtiyar.
En sonunda dayanamayan genç arkasını döndü ve yürümeye başladı. Ayyaş arkadan bagırdı, ''şişeyi bıraksana,heyy şise...'' Genç adam sinirle arkasını döndü. Birden gerildi,ihtiyar şişeyi kafasına yiyeceğini sanıp eğilirken yere düştü. genç birden şişeyi denize fırlattı. Sonra arkasını dönerek evine doğru yöneldi.
- A...na kodumun semti!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder